Eskiden “okuyup adam olacak” denirdi.
Şimdi “okuyup boşta kalacak” deniyor.
Bu hale geldik.
Bakın...
2 yıl içinde tam 1 milyon genç sınav sisteminden umudunu kesti.
Geçen yıl 500 bin öğrenci sınava bile girmedi.
1 milyon genç de tercih yapmadı.
Yani eline sınav sonucunu aldı, ama “buna geleceğimi emanet edemem” dedi.
Bu sene?
Yeni bir fiyasko daha kapıda.
Çünkü bu sistem artık gençlere şunu söylüyor:
“Hayal kurma.”
Kim getirdi bizi bu noktaya?
- Umut tacirleri!
- Eğitimi ticarethaneye çevirenler!
- Her mahalleye üniversite açıp, üniversiteyi mahalle bakkalına çevirenler!
- Diplomayı fabrika üretimi gibi basanlar!
- Yılda 180 gün derse girip, 1 soru yapanı üniversiteli yapanlar!
Buna eğitim mi denir?
Adalet desen yok...
Sınav sistemi tam bir kumar.
Kimi 0.2 puanla hayatı değişiyor...
Hormonlu notlar, şişirilmiş başarılar...
İçi boş karnelerle, dolu dolu hayaller öldürülüyor.
Bakın rakamlara:
YKS’ye başvuran 2.5 milyon adayın sadece 831 bini bu yıl mezun olan gençler.
1.1 milyonu ise yıllar önce mezun olmuş ama hiçbir yere girememişler.
Peki geri kalan 600 bin kişi kim?
Kazandığı üniversitede umduğunu bulamayanlar.
Mezun olmuş ama işsiz olanlar.
Diplomasını almış ama bir duvara çerçeveletip “bu da benim servetim” diyemeyenler.
Geleceğini arayanlar değil, geleceğinden kaçanlar artık bu sınava giriyor.
Üniversite, umut olması gerekirken, hayal kırıklığına dönüştü.
Gençler artık üniversiteyi kazanamamak değil, kazanmak konusunda tereddüt yaşıyor.
“Kazandım ama sonra ne olacak?” sorusu, “Kazanamadım ne olacak?” sorusunu geçti.
İşsizlik diz boyu.
Sınav sisteminde adalet yok.
Üniversite mezunu iş arıyor, meslek lisesi mezunu iş kuruyor.
Okumayan bir nesil değil, okuduğu halde karşılık bulamayan bir nesil yetişiyor.
Ve sonra şaşırıyoruz:
“Gençler neden yurtdışına gitmek istiyor?”
“Neden bu ülkeye dair hayalleri yok?”
Cevap burada.
Biz gençleri eğitime küstürdük.
Üniversiteyi bir tabela haline getirdik.
Diplomanın içini boşalttık.
Geleceği kelepçeyle teslim ettik.
Bir zamanlar “okumadan adam olmaz” denirdi.
Şimdi gençler “adam olmak için okumak şart değil” diyor.
İşte en büyük kırılma bu!
Sizce biz neyi kaybettik?
Üniversite hayalini mi?
Hayır.
Bir nesli kaybettik.