Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 10 yıl aradan sonra gerçekleştirilen **“Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması-2024”**ün tamamlandığını açıkladı. Göktaş, elde edilen verilerin mevcut politikaların geliştirilmesinde ve gelecekteki çalışmaların yönlendirilmesinde önemli katkı sağlayacağını belirtti.
Bakan Göktaş, yazılı açıklamasında, araştırmanın TÜBİTAK 1007 Programı kapsamında Marmara Üniversitesi ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) iş birliğiyle yürütüldüğünü ve temel bulguların kamuoyuyla paylaşıldığını duyurdu.
Bilimsel verilerle yeni bir dönem başlıyor
Göktaş, “Şiddete karşı sıfır tolerans ilkesinden ödün vermeden yürüttüğümüz mücadelemizde artık bilimsel verilere dayalı, çözüm odaklı ve kapsamlı önleme stratejilerini uygulamaya başlıyoruz. Araştırmadan elde edilen veriler, hem mevcut politikalarımızı hem de gelecekteki çalışmalarımızı şekillendirmede önemli rol oynayacak” ifadelerini kullandı.
18 bin kadınla yüz yüze görüşüldü
Araştırma, Türkiye’nin demografik, coğrafi ve sosyoekonomik özelliklerini yansıtan temsili bir örneklem üzerinden gerçekleştirildi. Toplam 18 bin 275 kadınla yüz yüze görüşmeler yapıldı. Araştırma kapsamında dijital şiddet ve ısrarlı takip gibi daha önce ele alınmamış yeni şiddet türleri hakkında da kapsamlı veriler toplandı.
Bakan, çalışmanın yöntemlerinin uluslararası standartlarla uyumlu olduğunu ve Türkiye’yi temsil edecek güvenilir bir referans kaynağı olacağını vurguladı. Araştırmanın artık her 5 yılda bir tekrarlanacağını belirten Göktaş, verilerin kamuya açık dijital bir platformda paylaşılacağını ve yapay zeka destekli analizlerin yapılabileceğini söyledi. Böylece akademisyenler, araştırmacılar ve sivil toplum kuruluşları, kadına yönelik şiddeti detaylı şekilde inceleyebilecek.
Yeni eylem planları ve dijital şiddetle mücadele
Göktaş, 2026-2030 dönemini kapsayacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5. Ulusal Eylem Planını yıl sonuna kadar açıklayacaklarını ve 81 il için ayrı İl Eylem Planları hazırlandığını bildirdi. Planlar, her ilin kendi dinamiğine ve risk alanlarına uygun çözümler üretecek şekilde tasarlanıyor.
Bakan, özellikle genç kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine ve dijital şiddetle mücadeleye odaklanacaklarını belirterek, sosyal medya ve dijital platformlarda artan tehditlere karşı özel eğitim modülleri hazırlanacağını, bu eğitimlerin üniversite, yurt ve gençlik merkezlerinde uygulanacağını söyledi.
Mağdurlara profesyonel destek ve bütüncül yaklaşım
Şiddet mağduru kadınlara travma odaklı destek programlarının yaygınlaştırılacağını aktaran Göktaş, bireysel danışmanlık ve grup çalışmalarıyla kadınların psikososyal olarak güçlendirilmesinin hedeflendiğini ifade etti. Ayrıca, kadınların sosyal ve ekonomik hayata katılımını artırmak amacıyla İŞKUR, KOSGEB ve belediyelerle entegre bir destek ağı oluşturulacağını belirtti.
Bakan, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’ni (ŞÖNİM) daha etkin hale getirdiklerini ve bu merkezlerin mağdura, fail ve topluma yönelik kapsamlı müdahale süreçlerini yöneteceğini açıkladı.
Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kadına yönelik şiddeti bir insan hakkı ihlali olarak görüyor, tek bir vakaya bile göz yummayacağımızı vurguluyoruz. Şiddetle mücadele ancak güçlü bir irade ve topyekun bir duruşla mümkün. Amacımız, şiddet mağduru tek bir kadının dahi kalmadığı bir toplumu hep birlikte inşa etmektir.”