ENERJİ BAĞIMSIZLIĞINDA TARİHİ DÖNÜŞÜM
Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkan Yardımcısı Ekrem Çelebi, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu küresel krizlere rağmen ekonomik, sosyal ve stratejik atılımlarını kararlılıkla sürdürdüğünü belirterek, üretim, yatırım ve istihdam eksenli kalkınma politikalarının, refahın tabana yayılmasını sağladığını, güçlü sosyal politikalarla toplumsal dayanışmanın da tahkim edildiğini kayda geçirdi.
Yenilenebilir enerji, yerli üretim ve yerli madenlerin değerlendirilmesi başta olmak üzere Türkiye’nin hem enerji bağımsızlığı hem de teknoloji odaklı ihracat vizyonu sayesinde dünyadaki belirsizlik ortamında pozitif ayrıştığını dile getiren Çelebi, “Yalnızca ekonomik değil, stratejik olarak da bağımsızlık yolunda tarihi adımlar atılmakta, enerji sahalarında her yeni sondaj bir kararlılık beyanı, her üretim hattı ithalata vurulan bir darbedir,” dedi.
Enerji güvenliği alanındaki gelişmelere dikkat çeken Çelebi, ülkenin kendi kaynaklarına güvenerek Karadeniz ve Güneydoğu’daki stratejik rezervlerini ekonomiye kazandırdığını, nükleer enerji projelerinde ise deneme üretim aşamasına geçildiğini ifade etti. Enerji dönüşümünün aynı zamanda bir zihniyet devrimi olduğuna dikkat çekti.
İHRACATTA YÜKSEK TEKNOLOJİ HAMLESİ VE TOPLUMSAL SAĞDUYU
Çelebi, Türkiye’nin ihracatta yüksek katma değerli ürünlere yöneldiğini, teknoloji ve savunma sanayi ihracatındaki yükselişin bu stratejinin sonuç verdiğini gösterdiğini belirtti. İhracatın artış eğiliminde olduğunu, bunun da ülkenin küresel ticaretteki payını genişlettiğini vurguladı.
Bölgesel güvenlik ve toplumsal barış konularında da değerlendirmelerde bulunan Çelebi, “Toplumun ortak sağduyusu, siyasal provokasyonlara en güçlü cevaptır. Türkiye’nin hedefi; terörün tüm biçimlerini tasfiye eden, kardeşliği esas alan bir yeni toplumsal sözleşme inşa etmektir,” ifadelerini kullandı.
Günlük gelişmelerin de Türkiye’nin kararlı yürüyüşünü teyit ettiğini kaydeden Çelebi, uluslararası diplomatik ilişkilerden enerji keşiflerine, kamu düzenini bozanlara karşı yürütülen etkin adli süreçlerden ekonomik istikrarın korunmasına kadar pek çok alanda istikrarlı ve proaktif bir yönetim anlayışının sürdürüldüğünü belirtti.