Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
YSK kesin seçim sonuçlarını açıkladı
YSK kesin seçim sonuçlarını açıkladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 5 bin 500 ecdat yadigarı eseri yeniden ayağa kaldırdık
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 5 bin 500 ecdat yadigarı eseri yeniden ayağa kaldırdık
Yılmaz: Hedefimiz Türkiye'yi dünyanın afetlere karşı en hazırlıklı ülkesi haline getirmek
Yılmaz: Hedefimiz Türkiye'yi dünyanın afetlere karşı en hazırlıklı ülkesi haline getirmek
Bakan Kacır: Türkiye, bölgesel batarya üretim üssü olacak
Bakan Kacır: Türkiye, bölgesel batarya üretim üssü olacak
Bakan Ersoy, Vakıf Haftası'nı kutladı
Bakan Ersoy, Vakıf Haftası'nı kutladı

Vedat Bilgin

Yürümek!
25 Haziran 2020 Perşembe

Yürümek deyince, akla il gelen rahmetli Demirel’in o ünlü sözüdür. Bu söz üzerinden Türkiye’nin ne kadar ve nasıl değiştiğini hatırlamak da mümkündür. Türklerin bu coğrafyadaki bin yıllık tecrübesi tarımsal topluma dairdir ve bu toplumsal formasyonun en ileri ‘insan-toprak-devlet’ dengesini kurmuş İmparatorluk, 19. yüzyılda yükselen endüstriyel çağın dinamiklerini kavrayamayan yönetici sınıfın ‘batılılaşma’ politikalarıyla bilinen sona doğru gitmektedir.

Türkiye’nin neredeyse iki yüz yıl sonra girdiği sanayileşme süreci, yeni sorunların da başlangıcıdır. Bir taraftan sanayileşme, insan-tabiat ilişkilerinin eski denge durumunu bozmaktadır. Kurumsal yapıda ekonominin göreli olarak başat bir etki alanına sahip olduğu bir dönem başlarken, toplumsal yapıda ticaret sermayesinden endüstriyel sermayeye doğru değişim, yeni bir sınıfın ortaya çıktığı gözlenmekte, adeta köylerden şehirlere akan insanlar içinden işçi sınıfının belirmeye başladığı bir süreç yaşanmaktadır.

ÖZGÜRLÜK ALANI

Türkiye’nin toplumsal yapısı değişsin, ekonomisi endüstriyel üretim düzenine geçsin fakat devlet içindeki militarizmin tahkim ettiği ‘iktidar bloku’ hep ayni kalsın! Bu çelişkiyi çözmek üzere harekete geçmesi için Türkiye’nin 2000’li yılları beklemesi gerekecektir. Toplumdan gelen bütün sivil talepler hep susturulacaktır, bu iktidar blokuna göre ‘yollar yürümekle aşınmaktadır’, dolayısıyla siyasette demokratikleşme taleplerinin önünü uzun süre kapatılacaktır. Son yirmi yılda yaşanılanlara bu açıdan bakmak gerekir ki militarizmin nihai olarak mağlup edilmesi üst üste yapılan demokratikleşme reformlarına karşı son darbe girişimi olan 15 Temmuz’daki ihanetin mağlubiyetinden sonradır.

Türkiye’nin demokratikleşmesine karşı bugün iki tepkisel gerici hareket vardır. Biri, eski militarist düzeni idealize edip ona dönmek isteyenlerden gelmektedir. Diğeri ise, terör örgütünün gölgesinde onun cinayetleriyle terörize ettiği bir ortamın şartlarından siyaset yapma imkanı/fırsatı bulmuş etno-faşizan parti ve etrafından gelmektedir.

DEMOKRASİ DÜŞMANI

Türkiye’nin demokrasisi, bütün bu yapıların kendisini ifade ettiği sokaklarında yürüdüğü Meclis’te temsil edildiği geniş bir özgürlük alanı yaratmıştır. Burada farklı düşünceleri, her türlü aşırı düşüncenin dahi kendisini ifade etmesi zemini olarak demokrasiyi savunmanın erdeminden tekrar bahsetmeyeceğim; üzerinde duracağım husus terör örgütünün gölgesinde siyasi parti olma halinin nasıl bir özgürlük düşmanlığı ve demokrasiye yönelen tehdit olduğudur; bunun tartışılması gerekmez mi?

Hiç kimse ‘terörle aralarına mesafe koysunlar’ gibi safça örgüt mensuplarını güldüren şeyler söylemesin, onların varlığı örgütün kan dökme gücüne bağlı olduğu, bunu da bildikleri için teröre karşı çıkamazlar. Bunun için açıkça ABD’nin silahlandırdığı CIA’nin milis gücü olan Türkiye’ye saldıran PKK/PYD’nin sözcülüğünü görevini bırakamazlar. Bu yürüyüşlerde edilen ‘demokrasi’ ve benzeri sözler onlar için sadece araçsal kullanım kıymeti olan ifadelerdir, maksatları açıktır: ‘Dağda PKK olacak biz de bu cinayet örgütünün sesi olmaya devam edeceğiz’ demeleri, görev gereğidir.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri