Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Bakan Tekin'den şehit ailelerine taziye mesajı
Bakan Tekin'den şehit ailelerine taziye mesajı
Meteoroloji, kuvvetli yağış ve toz taşınımına karşı uyardı
Meteoroloji, kuvvetli yağış ve toz taşınımına karşı uyardı
12 ilde “Bozdoğan-34” operasyonu düzenlendi
12 ilde “Bozdoğan-34” operasyonu düzenlendi
Mevduat hesaplarına uygulanan stopaj oranları değiştirildi
Mevduat hesaplarına uygulanan stopaj oranları değiştirildi
Bakan Ersoy'dan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajı
Bakan Ersoy'dan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü mesajı

Mehmet Metiner

Tahran’da Astana süreci yara aldı! Kriz kapıda!
8 Eylül 2018 Cumartesi

Tahran zirvesinden önce İdlib, Rusya ve Suriye savaş uçaklarınca vuruldu. Bu yazının yazıldığı anda, zirveye saatler kala bir kez daha İdlib havadan vuruldu. Türkiye’nin onca uyarılarına rağmen... 

Belli ki Rusya Türkiye’nin hassasiyetlerini pek dikkate almıyor. İdlib’deki ABD figüranı terör unsurlarına yönelik askeri operasyondan Türkiye’nin rahatsızlığı söz konusu değil elbette. Türkiye, ABD’nin kurguladığı asıl senaryonun arkasından gelecek ve kendisini doğrudan tehdit edecek gelişmelerden rahatsız. 

Büyük resmin arkasında hedef ülke Erdoğan liderliğindeki Türkiye asıl. Bir yanda ekonomik tetikçilerle öbür yanda türlü terör örgütleriyle vuruşan Türkiye, İdlib’deki büyük güçlerin kapışmasından en fazla etkilenecek ülkelerin başında geliyor.   

***   

ABD, İdlib’de Şam rejiminin kimyasal silah kullandığını iddia ederek müdahalede bulunacak. Bu hazırlanmış bir senaryo. Öbür yanda Suriye’nin kuzeyinde kendi askeri-siyasi himayesine aldığı bölgede PKK’ya bir özerk devlet kurdurtacak. Nitekim İdlib kriziyle paralel olarak PKK kendi özerk yönetimini ilan etti. Pek tabii bu ilan ABD’nin onayıyla oldu. Başka türlüsü mümkün mü? 

İdlib sadece İdlib’den ibaret değil. PKK ve Heyet Tahrir ü Şam (HTŞ) gibi örgütler birer taşeron. ABD’nin oyun planına göre hareket eden kukla örgütler. 

Bu krizde görünürde ABD ile Türkiye yan yana düşüyor. Türkiye ile ABD İdlib’de askeri operasyona karşı çıkmak konusunda ortaklaşmış durumdalar. Her iki ülkenin gerekçeleri ve çıkarları farklı tabii. 

ABD hem desteklediği ve sahaya sürdüğü HTŞ üzerinden bir İdlib sorunu oluşturuyor hem de Rusya ve Şam rejiminin askeri müdahalesine karşı çıkıyor. 

Anlamadığım husus şu: Putin bu zokayı nasıl yutuyor? 

Türkiye ile ortak bir hassasiyet çerçevesinde hareket edip daha güçlü olmak varken ABD senaryosuna uygun hareket etmesi akıllara soru işaretleri düşürüyor. 

Tahran zirvesinden önce elini Türkiye’ye karşı güçlü tutmak gibi bir gizli niyet içindeyse, bu yanlış bir politika. Türkiye’ye “Benim sayemde ve benim iznimle!” mesajı vermek içinse bu güven sorunu doğuran bir yaklaşım. 

Şam rejiminin “İdlib’i hakimiyetimize alacağız!” demesi gerçekte Türkiye’ye bir mesaj. İdlib Suriye toprağı da PKK’nın ABD bayrağı altında devlet ilan ettiği yerler Suriye toprağı değil mi? 

Oyun var oyun içinde... 

Belli ki hiçbir güç Türkiye’nin güçlü bir aktör olmasını istemiyor. Bunu bilerek siyaset yapan bir güçlü Türkiye var. Kimsenin oyun planında taşeron olmayacak kadar da basiretli bir Türkiye var. Türkiye bu karışık denklemde malum güçlerin yedeğine düşürülebilecek bir ülke değildir. Sıcak çatışmanın tarafı olmak veya bu denklemde çatışan güçlerin oyun planı içinde yer almak Türkiye’ye kaybettirir. 

Birilerinin istediği de bu. 

Elbette pasif bir seyirci olarak kalmayacağız. ABD ve Rusya ile görüşeceğiz. Umarım Rusya ve İran Türkiye’nin ortaya koyduğu hassasiyetlerin aslında kendi çıkarlarına uygun olduğu gerçeğini kavrarlar da ABD’nin oyun planını boşa çıkarırlar. 

*** 

Tahran Zirvesi’nden Türkiye’nin beklentilerine uygun bir sonuç çıkmadı. Kim ne derse desin Astana süreci yara aldı. Her şey ABD senaryosuna uygun gelişiyor. Hayret etmemek mümkün değil. 

Türkiye’nin hassasiyetlerinin ve uyarılarının dikkate alınmaması Rusya ve İran’a da kaybettirecek bir krize kapı aralayacaktır. Türkiye’nin başka ülkelerin gücüne ve desteğine ihtiyacı ne kadar varsa onların da Türkiye’nin gücüne ve desteğine o kadar ihtiyacı var. 

Türkiye’siz olmaz! Türkiye’yi kaybeden kaybeder, biline! 

 

 

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri