Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Milli yüzücü Boyacı, Avrupa üçüncüsü oldu
Milli yüzücü Boyacı, Avrupa üçüncüsü oldu
Bakan Bak: 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun final etabını başlattık
Bakan Bak: 59. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun final etabını başlattık
3 terörist etkisiz hale getirildi
3 terörist etkisiz hale getirildi
Bayraktar: Koca Yusuf, Gabar’daki 42’nci kuyuda sondaj çalışmalarına başladı
Bayraktar: Koca Yusuf, Gabar’daki 42’nci kuyuda sondaj çalışmalarına başladı
Bozdağan-30 operasyonunda 147 şüpheli yakalandı
Bozdağan-30 operasyonunda 147 şüpheli yakalandı

Vedat Bilgin

Suriye’nin geleceği veya İdlib sorunu nasıl çözülecek?
6 Eylül 2018 Perşembe

Suriye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği sorusunun cevabı büyük ölçüde İdlib sorununun nasıl çözüleceğine bağlı olduğunu görmek için kâhin olmak gerekmez. Bugüne kadar Suriye meselesinde başından itibaren Türkiye’nin etkisiz kılınarak bir başka söyleyişle Batı sisteminin yanında yer alarak durumu kabullenmesini bekleyenler, bu beklentilerinden vazgeçmiş değillerdir.

“Batı’nın yarın Tahran’da yapılacak Türkiye-Rusya-İran görüşmesine bakış açısı, tamamen bu beklenti üzerine kuruludur. Onların, bütün gayretleri Dış İşleri Bakanlığı ve Genelkurmay üzerinden son dakika görüşmeleri hep belli bir stratejinin taktik müdahaleleri durumundadır, maksat değişmemiştir. Bu yüzden Suriye meselesinde Türkiye’nin içinde yer aldığı, bu ülkenin toprak bütünlüğünü esas alan, mutabakat başarısızlığa uğratılmak istenmektedir. Batı sistemi üstelik de bunu Türkiye’yi yapmaya zorladığı bir yanlış üzerinden gerçekleştirmeyi ümit etmektedir.”

MESELE: ORTADOĞU, AKDENİZ

Şunu hemen tespit edelim mutabakat doğru zeminde, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve ulusal birliği üzerinde yani kurulduğu esaslarda başarılı olmak, devam etmek mecburiyetindedir. Bunun devam etmemesinin ‘stratejik kayıp olacağını, hiçbir taktik başarının bu kaybı düzeltme şansının olmadığını’ herkesin iyi anlaması gerekmektedir. Bunun sebebi açıktır, Suriye’den sonra hedefte İran, Irak, Türkiye vardır, Rusya ise tamamen kuşatılıp stratejik önemi olmayan herhangi bir ülke konumuna düşürülecektir.

ABD’nin muhtemelen kendisi için Rusya’ya sunduğu pozisyon Fırat’ın doğusunda bir PKK/PYD terör devleti kurmakla yetinmek olabilir; hatta bunu Kuzey Irak’la birleştirme maksatlarının da olmadığını üstü örtük söyleyebilirler ve arkasından Rusya’nın mevcut rejimle birlikte Suriye’nin kalan kısmında kendi hegemonik konumunu sürdürmesini kabul ettiklerini de söyleyebilirler.

“Unutulmamalıdır ki Batı sistemi, Suriye üzerinde bu operasyonu gerçekleştirirken başından beri stratejik davranmış, Ortadoğu’yu ve Akdeniz’i hâkimiyet alanı haline getirmek, İsrail’in İslam dünyası karşısında güvenliğini teminat altına alacak bir amacı gerçekleştirmek istemiştir. Batı sistemi, mevcut siyasal yapı içinde kendisine bağlı rejim ve yönetim biçimlerinin halk karşısında zaaflarının büyümesi ve bunların demokrasiye açılımının ise bu ülkelerde ‘milliyetçilik ve bağımsızlıkçı’ siyaseti yükselterek kendi açısından istenmeyen bir tablo oluşturacağını öngörmektedir.”

SURİYE’NİN ANAHTARI?

Bu ihtimali ortadan kaldırmak üzere başvurulan yöntem, Ortadoğu’da devletlerin parçalanması en azından parçalı yapılara dönüştürülmesidir.

Burada Türkiye, Batı nazarında ‘kötü bir örnek’ durumundadır; bunca yıllık müttefiklik ilişkilerine (onlar açısından bağımlılık ilişkisi demek lazımdır) rağmen Türkiye’nin bağımsızlıkçı tavrı hem diğer ülkeler için ABD karşısında farklı bir siyaset geliştirme ‘modeli’ oluşturmakta, dahası doğrudan ABD’nin Suriye, İran, Irak siyasetine karşı bir yerde durmakta, karşı bir siyasete dönüşmektedir.

O halde İdlib meselesinde Türkiye ne olursa olsun asla bu gerçeğin değişmeyeceğini görmek durumundadır. Batı’nın Suriye siyaseti Türkiye karşıtıdır, ittifakı bozmaya dönüktür, bu unutulmamalıdır. Rusya ve İran ise, İdlib meselesini bir alan hâkimiyeti konusu haline getirmemek sorumluluğundadırlar.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri