Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Nisan ayında düzenlenen operasyonlarda 445 kilogram uyuşturucu ele geçirildi
Nisan ayında düzenlenen operasyonlarda 445 kilogram uyuşturucu ele geçirildi
İstanbul’un 7 ilçesinde “Mahzen-37” operasyonu
İstanbul’un 7 ilçesinde “Mahzen-37” operasyonu
Bakan Bayraktar: Erzincan İliç'te 2 işçi kardeşimize daha ulaştık
Bakan Bayraktar: Erzincan İliç'te 2 işçi kardeşimize daha ulaştık
1 asker şehit oldu
1 asker şehit oldu
KPSS başvuruları başladı
KPSS başvuruları başladı

Vedat Bilgin

Rusya Suriye'nin bölünmesini mi istiyor?
2 Mart 2020 Pazartesi

Suriye’nin toprak bütünlüğünü kim istiyor; Rusya mı, İran mı? İdlib’de yaşananlardan sonra bu sorunun cevabı daha önemli hale geldiği gibi, giderek daha da açık hale geldiği söylenebilir. Burada sorunu doğru tanımlamak gerekir, rejim halkını kendi ülkesinden sürerken, ülkesinin yarısının PKK/PYD terör yapılanması tarafından işgal edilmesine sessiz kalarak bizatihi ülkesinin bölünmesini problem etmek yerine BAAS iktidarını sürdürecek bir alana rıza göstermiş olduğunu göstermiş olmuyor mu!

İdlib’de Türk askerlerine yapılan alçak saldırı, arka arkaya gelen şehitlerden sonra hemen hemen her Türk’ün aklına gelen, Türkiye-Rusya-İran ittifakının artık anlamsız hale geldiği hususudur. Bu İttifak öncelikle Suriye’nin toprak bütünlüğünü esas alan bir işbirliğini temel kabul etse de bütün bölgenin istikrarı ve halklarının güvenliği için ülkelerin siyasal bütünlüğünü kapsayacak bir anlayışa dayanmaktaydı.

RUSYA NEREDE DURUYOR?

Bugün, Suriye’nin bütünlüğü bütün bölgenin istikrarının temel şartı haline gelmiş bulunmaktadır. Türkiye’nin, kendi güvenliği bakımından ve meydana gelen göç dalgasının hedefi olduğundan dolayı Suriye konusuna daha fazla hassasiyet göstermek durumunda olduğu düşünülebilir fakat meselenin bölgesel boyutunun merkezinde de yine kendisi vardır.

Bu Türkiye için, bir yönüyle terör yapılanmaları üzerinden kuşatılma tehdit ve girişimleriyle diğer yönüyle toprak bütünlüğü tehdidini gündeme getirmesi bakımından asla görmezden gelinecek bir konu değildir. Onun için hala ‘orada ne işimiz var’ gibi anlamsız sorulara cevap bile vermek gerekmez.

Konunun Batı sistemi açısından nasıl tanımlandığı ve nasıl bir stratejiye dayandırıldığı tartışılmayacak kadar açıktır: Batı başta Suriye, Irak, Libya, İran olmak üzere bütün coğrafyayı çok parçalı bir siyasal coğrafyaya dönüştürmek istediğini uygulamalı olarak ortaya koymuştur. Burada sorun Batı’yla ilgili değil, bölgenin bütünlüğünü esas aldıklarını söyleyenlerle ilgilidir.

SURİYE’Yİ KİM BÖLÜYOR!

Bugün Rusya İdlib konusunda Türkiye ile varılan mutabakata rağmen rejimin bulunmaması gereken yerlere saldırmasının önüne geçmiyorsa bunu da ‘orada teröristler var bahanesiyle’ yapıyorsa, aslında sadece Astana mutabakatını yok saymış olmuyor, Suriye’nin bütünlüğü üzerinden varılan bütün bölge ülkelerinin siyasal bütünlüklerini esas alan Türkiye-Rusya-İran ittifakını da hiçe saymış olmaktadır.

Burada iki mesele var: Birincisi, Rusya hâlâ eski soğuk savaş refleksleriyle hareket edip, Türkiye’yi bölgede etkisiz kılacak bir anlayışla ve rejim üzerinde kurduğu hegemonya vasıtasıyla, bölünmüş Suriye’nin bir kısmında hâkimiyet tesisi etmek gibi bir yanlış hesaba dayanmaktadır ki bu ülkenin diğer bölgesinde ABD kontrolünde PKK/PYD üzerinden bir hâkimiyet alanının kabulü anlamına gelmektedir; bu aynı zamanda Suriye’nin bütünlüğünü kabul etmeyen bir siyaset demektir. İkincisi; Rusya’nın bu yaklaşımı dünya sisteminin hızla değiştiğini yok sayıp, Batı sisteminin Ortadoğu’da siyasal yapıları parçalara ayırma stratejisine teslim olması demektir. Peki, bu durumda ne olur?

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri