Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Bakan Göktaş: Aile Destek Merkezleri’nden geçtiğimiz yıl yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
Bakan Göktaş: Aile Destek Merkezleri’nden geçtiğimiz yıl yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
Meteoroloji’den kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
Meteoroloji’den kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi’nin 75. yıl dönümünü kutladı
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi’nin 75. yıl dönümünü kutladı
Kalkan-21 operasyonlarında 16 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Kalkan-21 operasyonlarında 16 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Bakan Fidan, Pakistan Dışişleri Bakanı Dar ile görüştü
Bakan Fidan, Pakistan Dışişleri Bakanı Dar ile görüştü

Ahmed F. YÜKSEL

İNSAN OLMANIN YOLLARI
5 Mart 2013 Salı

İnsan, bir eşya veya alelade bir varlık gibi olamaz.

Çünkü o bir robot, bitki ya da maden değildir.

O, akıl ve ruh sahibi değerli bir varlıktır.

İnsanın öteki adı da şudur; 

Eşrefi mahlûk.

Bütün pozitif eylemler ona aittir. Bu onun hakkıdır.

Çünkü, tefekkür ve muhakeme imkânına sahiptir.

Aksini yaşamayı huy edinenler, “dedikodu yapanlar, komplolar, tuzaklar hazırlayan, kin ve nifak tohumlarını sergileyenler” insanlıkla bağdaşmayacak eylemler içinde kabul edilirler.

Bunlar, zihniyet itibariyle İslâm-Vahdet felsefesini içine sindirememiş kimselerdir.

Kin ve intikam, göz korkutma gibi içgüdülerle hareket etmek de insana yakışan davranışlar değildir.

İnsan “alelade bir canlı” olarak kabul görmediği için, kendisine ‘insan’ gibi yaklaşmak ve gereken değeri vermek şarttır.

Değer verildiğini algıladığında bir çiçek gibi canlanır.

Bu nedenle, insanın bir “sömürü aracı gibi görülmesi”

Kabullenilemez oluyor.

Bireyler arasında ayrım olmamalı, herkesin eşit haklara sahip oluşuna özen gösterilmelidir.

Dolayısıyla "bazıları daha eşit" anlayışı hiç de uygun değildir.

Çarpık toplumlarda “ iyi niyetli, düzgün insanların ezilmemesi”, onlara yardım elinin mutlaka uzatılması gerekir.

Bu bakımdan, masum insanların yanında olmaya, çapımız elverdiğince onları korumaya, desteklemeye özen göstermeli ve bunu bir yaşam felsefesi olarak kabul etmeliyiz.

Bir bakıma, varlığımızı sürdürmenin anlamı, “topluma yararlı insanlar” kazandırmakla gerçekleşebilir, diyebiliriz.

Hayatımızdaki en önemli mottamız bu olmalıdır.

Peki, bunun için ne yapılması gerekiyor?

Bu sorunun cevabını; “istikrar, barış ve huzuru” bulmak şeklinde özetlemek mümkün.

Hiç kuşkusuz, sistem bizlere bu imkânları sağlıyor. O halde, “daha aktif olmamak” için bir neden yok.

Kişi, yaşadığı güvenli ortamlardan uzaklaşmak zorunda kalmamalı veya bizler “onun istediği güven ortamını her ne suretle olursa olsun” temin etmeliyiz.

Zira kendini geliştirebilmek, içsel değerlerini ortaya koyabilmek için buna şiddetle ihtiyacı vardır.

Onunla “özdeşleşmek, işbirliği içinde bulunmak” söz konusudur.

Susup karışmamak, hiçbir şey yapmadan seyretmek, “hata yapmasını beklemek, akabinde eğlenmek” insafsızlık sayılır. Bir insanda bu hal, hiç yakışık almaz.

Bu arada, gözden kaçmaması gereken diğer önemli bir husus ise onu bıktırmamak ve korkutmamaktır.

Güncel ve ileriye dönük fikirlerle iletişim kurarken, eskimiş, içi boşalmış yaklaşımlarla diyalog kurmaya çalışmak fevkalade hatalı olur.

Esasen, bu şekilde hiçbir yere varılamaz, anlam bütünlüğü de sağlanamaz.

Diğer yandan, yetişkin bir insanın, tecrübesiz birini algılayamayacağı tehlikelerden uzak tutması beklenir.

Çünkü yaşamın ne getireceği hiç belli olmaz.

Olgun, kâmil bir insana benzemeye çalışmak, onun huylarını kapabilmek ise bizim için büyük bir nimettir, şükrün ifadesidir. Taklitten kaçınmak, tahkiki olana yönelmek, insana, dolayısıyla topluma önemli mesafeler kazandıracaktır.

Büyük düşünme yerine, sürekli didişme konuları üretmek akıllıca sayılmaz ve de pek insani değerler olarak kabul edilemez.

Temennim, insanların iyi bir eğitim almaları, baskı olmadan kendilerini geliştirebilmeleri, ibadetlerini/çalışmalarını” özgürce yapabilmeleri ve düşüncelerini çekinmeden dile getirebilmeleri için ne yapılması gerekiyorsa -hiçbir beklenti olmadan- yapmalarıdır.

Unutulmamalı ki her birey, insan olmanın yollarını bulmak ve yaşamak durumundadır.  

Halkın bütüne yakın bir kısmında “istikrar-huzur baskın bir hal alıncaya dek” dileğim böyle şekillenmektedir.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri