Zamanın Ruhuna Karşı”, “Anadolu’da İslam Ruhu”, “Cendere” ve daha birçok kitabın yazarı, değerli dostum Ercan Yıldırım’a, “Türkiye solunun iç tartışmalarına ilişkin bir şey hatırlıyor musun” diye sordum. Muzipçe gülümsedi, telefonundan eski bir tartışmayı bulup dinletti.

1995 yılında, Mehmet Ali Birand’ın 32. Gün programında, Türkiye solunun önde gelen isimleri, Doğu Perinçek, Ertuğrul Kürkçü ve Bülent Uluer canlı yayında solu tartışıyorlar. Ekim Devrimi’nin 100. Yılı anısına bu tartışmayı “sansürleyerek” buraya alıntıladım. Türkiye solunun dünü, bugünü ve muhtemelen istikbalini görmek için buyurunuz:

Mehmet Ali Birand (MAB): Sosyalist sol aslında en çok fraksiyonlara bölünen bir şey… Neden?

Ertuğrul Kürkçü (EK): Biz şimdi bu fraksiyonları ortadan kaldırıyoruz. Bir bizim partimiz olacak, bir Doğu Perinçek’in partisi olacak.

Doğu Perinçek (DP): Bir neoliberal Yeni Dünya düzeni taraftarı parti olacak… Bakın burada, Cem Boyner’in partisine katılacaklar.

EK: Bir devrimci parti olacak, bir de Kemalist parti olacak, sizin parti gibi. Cem Boyner’in partisine sen gideceksin.

Bülent Uluer (BU): Bir devlet partisinin fraksiyonları olacak, beyefendi dahil olmak üzere, bir de bizim partimiz.

DP: Nasıl devlet? Devletle buluşan sizsiniz.

EK: Devletle buluşan sensin.

DP: Sırayla konuşalım.

EK: Sen değil misin Irak harekatını destekleyen?

BU: Sen değil misin benim resmimi yayınlayıp ‘bu anarşinin başıdır’ diye ihbar eden?

DP: Bunları terbiyeye davet eder misin? Bu adabı öğrenmemişler.

MAB: Çok önemli bir görüş ayrılığı var.

DP: Ertuğrul Kürkçü Cem Boyner’le birleşiyor.

EK: Cem Boyner’le birleşmiyorum orda. Öyle kağıt göstererek filan olmaz.

DP: Cem Boyner kim? Türk devletinin büyük sermayesi.

BU: Doğu Bey benim resmimi yayınlayıp ‘terörün başıdır’ bu demediniz mi? Ev adresimi vermediniz mi? Yapmadınız mı?

DP: Bunları bırak. Siz solu birbirine vurdurdunuz, kırdırdınız. Döneklik yapıyorsun.

BU: Sensin dönek yav.

DP: Döneksin. Yaptıklarından pişman durumdasın. Zavallısın.

BU: Sensin zavallı! Sen sürekli zavallı durumda kaldın!

MAB: Bu şekilde olmuyor. Müthiş bir yaklaşım farkı var.

BU: Bu hep oldu beyefendi. Devlet fraksiyonlarıyla solcuların ayrılması lazım.

DP: Cem Boyner taraftarları, Amerikan emperyalizminin taraftarları devlet fraksiyonu olmuyor… Amerika devletinin taraftarı bunlar, Avrupa devletinin taraftarı, Avrupa Gümrük Birliği’ne karşı değiller, özelleştirmeden yanalar. Bunlar palavracı.

EK: Saçmalama ya! Sen Kemalizm’in bezirganısın, o kadar!

DP: Kemalizm’i savunacağız.

EK: Sen Kemalistsin, ben Komünistim, hadi bakalım!

DP: Bırak palavrayı, sen döneksin, döneksin!

EK: Sensin dönek terbiyesiz herif!

DP: Sen Sıkıyönetim Mahkemelerinde çıkıp dönekliğini ilan etmedin mi? Sen Abdülhamit’i savundun, Menderesleri savundun!

EK: Savunmadım! Terbiyesiz! Savunmadım! Çıkar göster! Ahlaksız adam!

DP: Alçak! P..t! Terbiyesiz!

EK: Ahlaksızsın sen!

MAB: Yapmayın.

DP: Bir tane tokat atıcam şimdi!

EK: Hiçbir şey atamazsın. Sen görürsün Dev-Genç nasıl patlar beyninde!

DP: Ben Dev-Genç’in ismini koyan ilk genel başkanıyım.

EK: Sen MKP’nin başkanısın.

DP: Sen hippiydin o zaman. Hippiydin!

EK: Ne güzel. 18 yaşında Hippi, 58 yaşında devrimciyim hala.

BU: Doğu Bey, siz Hippi bile olamadınız biliyor musunuz?

MAB: Şimdi asıl meseleye gelelim. Bu şekilde solun da solu eğer bu durumda olursa o zaman biz hiçbir şey tartışamayacağız.

EK: Tartışırız tartışırız.

DP: Bunların fikirleri yoktur, fikir söyleyemezler.

BU: Doğu, sakin ol da, her zaman yaptığın provokasyonu şu akşam yapma.

DP: Hayatınız provokasyon. Emekçi hareketi sabote ettiniz.

MAB: Bir dakikanızı rica edeceğim. Gerçekten kamuoyunun en fazla rahatsız olduğu konu, sağından başlayın en soluna kadar, ‘biz tartışmayı bilmiyor muyuz’ sorusunu soruyor. Bizim liderlerimiz, bize yol gösteren liderler tartışmayı bilmedikleri takdirde çok rahatsız oluyorlar. Bunu yapmamak lazım.