Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Kadrolu öğretmenlerin il içi isteğe bağlı yer değiştirme duyurusu yayımlandı
Kadrolu öğretmenlerin il içi isteğe bağlı yer değiştirme duyurusu yayımlandı
Bakan Yerlikaya: Hatay'da hak sahibi 10 bin 831 depremzedemiz yeni yuvalarına kavuştu
Bakan Yerlikaya: Hatay'da hak sahibi 10 bin 831 depremzedemiz yeni yuvalarına kavuştu
Bakan Tunç: Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk sistemini başarıyla yürütüyoruz
Bakan Tunç: Kira uyuşmazlıklarında arabuluculuk sistemini başarıyla yürütüyoruz
Genelkurmay Başkanı Gürak, Katar Genelkurmay Başkanı Al-Nabet ile görüştü
Genelkurmay Başkanı Gürak, Katar Genelkurmay Başkanı Al-Nabet ile görüştü
Bakan Şimşek: Net rezervler nisan başından itibaren 26,7 milyar dolar arttı
Bakan Şimşek: Net rezervler nisan başından itibaren 26,7 milyar dolar arttı

Ahmed F. YÜKSEL

Diyalog Kopukluğu
2 Mayıs 2012 Çarşamba

Mesnevî’deki o meşhur hikâye ile yazıya giriş yapalım;

“Adam, kerpiçten yapılma eviyle anlaşma yapmış; “yıkılacağın zaman bana haber ver” demiş, ev de kabul etmiş. Sonra, evin bir yanı çatlamış, adam bir avuç çamurla kapatmış çatlağı. Sonra öbür duvar çatlamış, onu da tıkamış toprakla. Çatıda bir delik açılmış, bir parça saz getirip örtmüş bu deliği. Ve derken bir yağmurda, ev büyük bir gürültüyle adamın üzerine çökmüş, zor kurtarmış canını. “Seninle anlaşma yapmıştık; çökeceğin zaman bana haber verecektin” demiş, adam sitemle. Ev de: “Ben sana kaç kere haber verdim, ama anlamadın” demiş. “Konuşmak için bir duvarımı açtım, bir parça toprak doldurdun ağzıma, öbür duvarımı açtım, onu da kapattın bir avuç toprakla. Çatıdan işaret vereyim dedim, onu da anlamadın, bir demet sazla örttün üzerini.”

Anlaşılan şu ki, evle adam arasında bir diyalog kopukluğu yaşanmış. Umursamazlıktan mı nedendir bilinmez, sonuçta ev, adamın başına yıkılmış.

Toplum hayatında da benzeri “çelişkiler ve zıtlıklar”  insanı şaşırtıyor ve etkiliyor. Bütün bunların çoğu, iletişim sorunundan kaynaklanıyor.

Bakın, diyalog deyip geçmeyin!

Bu, çok plânlı ve organize bir konu.

Çünkü diyalog, karşılıklı konuşma sanatıdır.

İnatla, nefsaniyetle, menfaate dayanır şekilde yaklaşımlar yapmak ve bu tür ilişkilere girmek doğru olmaz. Bunlar aldatıcı şeylerdir.

Sonu fiyasko ile biter!

Bütün mesele, insanın karşısındakinin ne konuştuğunu dinlemesidir. Anlaşmanın yolu, ilk ayağı budur. Önemli olan, hayata yön verici, hissi anlamdaki konuşmaların olmasıdır, bireysel tatmini, takıntıları oluşturanlar değil.

Şöyle ki; insanın, belirli süreçler içinde özelliklerini saklayabilmesi gerekir.

Durmaksızın söz kesip, kendi bildiğini okuyan insanlarla anlaşma zemini bulmak imkânsızdır. Bu tür yaklaşımlardan bir sonuç çıkmaz. Konuşurken birden lafınız kesilir, ağzınızı açıp  “bahsini ettiğiniz konu öyle değil, şöyle olması gerekir” demeğe kalkışılırsa şaşmayın. Sonra, söylediğinize söyleyeceğinize pişman olursunuz.

Böyle bir iletişime diyalog denmez. Burada aleni şekilde bir kopukluk vardır. Belki suskun kalsanız, daha hayırlı bir iş yapmış olursunuz. Zira en azından boşu boşuna nefes tüketmek zorunda kalmazsınız.

Mental-sosyal hayvan konumundan insanlığa adım atmanın ilk işareti, saygı çerçevesinde bir duruş sergilemek, yani yerine göre hareket etmektir.

Pek tabi bu husus, prosesi batağa girmemiş, tefekkür yeteneğine sahip kimselerde tezahür eder.

Öyle güzel konuşanlarımız vardır ki, karşısındakinin ağzını açmasına bile gerek duymadan kendini dinletmesini bilir. Çünkü dinleyenin aradığı tüm hususlar sözlerinde mevcuttur.

Kimi konuşmacı ise “sadece kendi” konuşmak ister.

Başkalarına iki lâf etme fırsatı tanımaz. Bu durum da, “diyalog kopukluğunun” işareti olmaktadır.

İletişim esnasında her ne sebep olursa olsun, insanın ses tonunu iyi ayarlaması, dinleyenin kafasının içinde konuşurcasına sesini yükseltmemesi gerekir ki sonuç alınabilsin, sarf ettiği cümleler algılansın.

Bu arada iyi bir konuşmacı olduğunu belirterek ayrıcalıklı olduğunu kabullenmek ve başkasına söz hakkı tanımamak, hakkaniyetle bağdaşmayacak bir tutumun izlenmesi anlamına gelir ki, hiç de etik bir durum yaratmaz. Bu tür davranışlar paylaşım amacına uymaz.

Diyalog tesis etmede “İnsanlara akılları istikametinde konuşun.” şeklindeki mistik uyarı hayli mühimdir.

Şurası muhakkak ki, “bağırıp, çağırarak konuşmak, şiddete varan işaretler vermek”, iletişim kurmak bir yana, insanların birbirinden kopmasına neden teşkil eder.

Ayrıca akla geleni söylemek de dinleyenin üzerinde, âdeta “soğuk bir duş” tesiri yapacağından, böylesine meziyetlere sahip olanla ilişkiye girmeyi kimse istemez.

Hakarete varan konuşmalar ise anlaşma, analiz etme yeteneğini sıfıra indirirken, bireyleri çok kötü sonuçlarla karşılaştırabilir. Böylesine atışmalar daha çok monolog olarak kabul edilir.

Örneğin içki masalarında dostluklarla başlayan konuşmalar –içkinin tesiriyle- işin içinden çıkılmaz bir hale gelebilir.

Şayet derdimiz konuşup bilgi dağarcığımıza bir şeyler katmak, yeni ufuklara ulaşabilmek amacına matuf ise, denilenleri yapmak zorundayız.

 Aksi halde, toplum içinde nerde görülse kaçılacak bir koşul yaratırız.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Almazsan artmaz! 
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri