Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Bakan Şimşek: Uluslararası kuruluşlar programımıza güveniyor
Bakan Şimşek: Uluslararası kuruluşlar programımıza güveniyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile görüşecek
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli ile görüşecek
Bakan Yerlikaya: Taksim meydanı kutlama yeri ve güzergahları arasında değil
Bakan Yerlikaya: Taksim meydanı kutlama yeri ve güzergahları arasında değil
2 terörist etkisiz hale getirildi
2 terörist etkisiz hale getirildi
Meteoroloji, kuvvetli yağış, rüzgar ve toz taşınımına karşı uyardı
Meteoroloji, kuvvetli yağış, rüzgar ve toz taşınımına karşı uyardı

Aydın Ünal

Buhara
6 Eylül 2018 Perşembe

Siriderya (Seyhun) Nehri Tanrı Dağları’ndan doğuyor, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan, yine Özbekistan ve Kazakistan’dan geçerek, Aral Gölü’ne akıyor. Amuderya (Ceyhun) Nehri ise Pamir ve Hindikuş Dağları’ndan doğup, Afganistan, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan sınırlarından geçerek Aral Gölü’ne dökülüyor. Birbirine paralel bu iki hayat suyunun arasındaki bölgeye Maveraünnehir deniliyor.

Aynı bölgede akan, ama Seyhun ve Ceyhun’a nazaran daha uslu, daha nazlı, daha bereketli bir başka nehir var: Zerefşan.

“Altın Saçan” manasına gelen Zerefşan, Tacikistan’da Pamir’de doğuyor, dağları aşıyor, sonra düze çıkıyor. Özbekistan boyunca akan Zerefşan, hiçbir göle, denize dökülmeden çölde kayboluveriyor.

Tacikistan’da peşine takıldığımız Zerefşan bizi önce Semerkant’a, sonra da Buhara’ya götürdü.

Su hayattır. Kuzeyde Seyhun, Güneyde Ceyhun, ortada Zerefşan, Maveraünnehir’e ve çevresine hayat veriyor.

Sovyet işgali sırasında bütün bu nehirlerin suları kontrolsüzce kullanıldı. Komünizm sadece insan kanını değil, Maveraünnehir’e hayat veren suları da sömürdü. Öyle ki, bugün artık o coşkulu Seyhun da, Ceyhun da Aral Gölü’ne varamadan kuruyup gidiyor. Aral Gölü’nün yerinde ise yeller esiyor.

Maveraünnehir’de bir zamanlar ırmaklardan su değil, mürekkep, kelimeler, ilim, hikmet akıyor, ırmakların kenarında gençler dünyayı aydınlatan bu ilim şerbetini kana kana içiyorlardı.

Sadece Zerefşan’ın hayat ve ilim verdiği Semerkant ve Buhara değil; bölgedeki Yesi, Merv, Herat, Belh, Otrar, Sütkent, Tirmiz, Cend, Karnak ve daha nice şehir hem dönemlerinin ilim merkezleri olmuş, hem de bugünün ilmi birikimine en önemli katkıları sağlamışlardı.

Buhara’ya yaklaşırken güneş kızıla boyanıp uçsuz bucaksız ovanın ardında kayboldu. Buhara’da güneş batıyordu ama Anadolu’da ikindi oluyordu.

O parlak günlerinin üzerinden asırlar geçmesine rağmen Buhara bugün bile dünya şehirleri arasında ne kadar farklı, ne kadar mümtaz bir yere sahip olduğunu ziyaretçilerine hemen hissettiriyor. Camiler, türbeler, en çok da eski şehrin neredeyse tamamını teşkil eden medreseler ziyaretçileri maneviyatıyla kucaklıyor, kuşatıyor. Toprak rengi tuğlalardan örülmüş evlerin arasındaki sokaklarda sanki İmam Buhari yürüyor, İmam Tirmizi O’nu takip ediyor. Medreselerde sanki hala Ahmet Yesevi, Abdülhalik Gücdüvani, Yusuf El Hamedani, Bahaüddin Nakşibendi ders veriyor, ders alıyor. Uluğ Bey sanki hala göğü izliyor, İbni Sina bir kadavranın üzerinde çalışıyor. İpek Yolu’nun merkezindeki Buhara’ya sanki hala kervanlar kitap taşıyor. Bağdat’ın, Mekke, Medine, Şam’ın talebeleri uzun, upuzun yolculukların ardından kendilerine bir medrese bulabilmek için yarışıyorlar. Mağrip’ten, Endülüs’ten, işittikleri tek bir kitabın peşine düşmüş seyyahlar kütüphanelere koşuyorlar. Sanki, medreselerden çıkan talebeler, kervanların arkasına takılıp Batı’ya, İsfahan’a, Rey’e, Bağdat’a, Şam’a, Konya’ya, İstanbul’a doğru yola çıkıyorlar. Alperenler camilerden dualarını alıp, at üstünde Kosova’ya, Saraybosna’ya, Viyana’ya yöneliyorlar. Dervişler, dillerinde zikirle, Anadolu’da bir köy bulmak, postu oraya sermek, asırlarca yıkılmayacak gönül tohumlarını saçmak için yarışıyorlar.

Buhara’da zaman durmuş… Zaman, Moğol istilası, Rus istilası öncesinde göğe asılıp kalmış. Yağmacılar ve işgalciler taş üstünde taş bırakmasalar, yazılı tek bir belgeye tahammül edemeseler de, Buhara’da ilim ve maneviyat yıkılmamış, kaybolmamış. İlim ve alimler Konya’ya, İstanbul’a akarken, Buhara ilminden, hikmetinden, manevi ikliminden, gururundan hiçbir şey kaybetmemiş.

Buhara, İslam tarihinde, Semerkant’la birlikte Mekke ve Medine’den sonraki en büyük ilim şehri. Buhara, Konya’nın, Bursa’nın, Edirne’nin, İstanbul’un hocası. Bugün Viyana sınırlarına kadar geniş bir coğrafyada ezan okunabiliyorsa, bu cihadın, bu gayretin, bu cesaretin merkezi Buhara.

Maveraünnehir, yani Seyhun ile Ceyhun Nehirlerinin arası, Zerefşan Nehri’nin çevresi, eğer istenilse, bugün de ilimle hayat bulabilir. Özümüzü fark etmekle başlar her şey. Buhara, özümüzü keşfetmemiz için, kendimizi tanımamız, hatırlamamız için bizi bekliyor, ziyaretçilerini bekliyor. Semerkant ve Buhara’ya sırtımızı dönmeyelim, yüzümüzü dönelim. Zira sadece ilim ırmakları değil, güneş de oradan doğuyor.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri