Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Milli sporcu Arın, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'na katılmaya hak kazandı
Milli sporcu Arın, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'na katılmaya hak kazandı
1 Mayıs’ta polise taş ve sopayla saldıran 29 şüpheli yakalandı
1 Mayıs’ta polise taş ve sopayla saldıran 29 şüpheli yakalandı
Askerlik sınıflandırma sonuçları açıklandı
Askerlik sınıflandırma sonuçları açıklandı
Meteoroloji'den kuvvetli yağış uyarısı
Meteoroloji'den kuvvetli yağış uyarısı
“Sibergöz-37” operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı
“Sibergöz-37” operasyonlarında 156 şüpheli yakalandı

Ahmed F. YÜKSEL

BOŞLUĞA DÜŞMEK!
10 Mart 2014 Pazartesi

Bazı insanların peşlerinden koşarak hayatlarının her anına taşıdıkları şeyleri, şayet bir nedenle kaybedecek olurlarsa, sanki bir boşluğa düşüyor, bambaşka bir ruh haline bürünüyorlar.

Yaşamdan aldıkları keyif bir anda sönüveriyor, adeta bir ölü haline giriyorlar.

Çünkü o güne kadar mantık kullanmayı, evrensel düşünmeyi ve davranmayı kendilerine şiar edinememişler.

İşin ilginç yanı, kimlik kaybına uğradıkları anda asabi bir ruh hali ile yaşamaya başlamaları.

Bu durumda alınganlıkları had safhaya varırken, kara kara ne yapacaklarını düşünüp duruyorlar. İletişim noksanlığı, uyuşukluk, bedbinlik gibi, insana yakışmayacak olumsuz haller, adeta yaşam biçimine dönüşüyor. 

Ben bu hali 'Boşluğa düşmek' şeklinde tasvir ediyorum.

Boşluğa düşmek; hayatın akışına tutkunluk derecesinde sıkı sıkıya bağlı olanlar, ya da mutlaka ‘her şeyden önce ben’  anlayışıyla “egosal” bir yaşamı seçenler için geçerli.

Çünkü istediği, arzu ettiği, sahip olduğu her ne ise, kendisinden alınınca veya bir nedenle ayrılık olunca, boşluk da ister istemez kişiyi buluyor.

Çok renkli, çok heyecanlı bir hayatı kabullenirken, aksini asla aklına getirmemiş, “her an her şeyin olabileceğini” düşünememiş, olayların getirilerinden, evrenin çalışma sisteminden habersiz bir bireyin bu badireleri kolay kolay atlatabilmesi asla mümkün değil.

İtiraf etmek gerekir ki; böyle bir yapıya sahip olanların belirli bir düşüncesi, ideali bile yoktur.

Etrafımızda bu koşulları yaşayan, hazırlıksız, bir yığın insan var. Onları tanımak için uzun uzadıya araştırma yapmanız gerekmiyor.

Verdikleri tepkilerden belli oluyor.

Dikkatinizi çekmiştir istenilen düzeye bir türlü konfirme olamamış bu türden  kişiler, genelde, çevresindeki insanlara kendi sıkıntısını anında yansıtır.

 

Bağımlı olduğu şey elinden alındığında, zihinsel ve fiziksel bozukluk emaresi gösterir. Korumaya muhtaç hale gelir.

Kapıdan içeri dalıp yanınıza gelir gelmez, gözlerini tavana dikip kısık bir sesle marifetlerini sayıp dökmeye başlar.

Siz onun bu anlamsız ziyaretinden, mutlaka bir boşluk içinde olduğunu ve kendine potansiyel güç elde etmek amacıyla bu yaklaşımı gerçekleştirdiğini anlayabilirsiniz.

Aslında; sıra dışı insan olarak kabul edilen bireylerin dışında, boşluğa düşmeyen insan da hemen hemen yok gibidir.

Ancak yaşam boyu dik duranların, yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri pozitif güç, boşluğa düşmelerine engel teşkil eder.

Kuşkusuz, toplumda en aydın olarak gösterilenlerin, istekleri her an yerine gelen bireylerin, iflasa sürüklenerek kaçınılmaz akıbeti yaşayacak olan büyük iş adamlarının, basit aile içi kavgalarının boşluğa düşürdüğü kişilerin, boşluk anında aklına ilk plânda intiharı getirdiği istatistiklerden anlaşılıyor.

Bu enerji yoksunluğu, maalesef, kendini dokunulmazlık hüviyetinde bulup yaşayanı bile, bir yerde bulup pençesine almakta.

Sevgili dostlarım, söz konusu meseleyi sadece kişisel değil, toplumsal boyutlarda da ele almak doğru bir adım olur. Bu bakımdan, insanları yanlışlarından ötürü kınayıp suçlamamak, yaptıklarını utanılacak bir şeymiş gibi göstermeden, olumlu yaklaşımlarda bulunmak şarttır.

Eminim ki, bu tür kişilere uzanacak eller, onları bunalımlardan kurtaracak, olası bir depresyona girmelerine mani olup, güvence ile hayata bakmalarına neden olacaktır.

 

https://twitter.com/sufafy

https://twitter.com/AhmedHulusi

http://www.ahmedhulusi.org/

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri