Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Bakan Göktaş: Aile Destek Merkezleri’nden geçtiğimiz yıl yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
Bakan Göktaş: Aile Destek Merkezleri’nden geçtiğimiz yıl yaklaşık 140 bin kişi yararlandı
Meteoroloji’den kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
Meteoroloji’den kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi’nin 75. yıl dönümünü kutladı
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Konseyi’nin 75. yıl dönümünü kutladı
Kalkan-21 operasyonlarında 16 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Kalkan-21 operasyonlarında 16 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Bakan Fidan, Pakistan Dışişleri Bakanı Dar ile görüştü
Bakan Fidan, Pakistan Dışişleri Bakanı Dar ile görüştü
HABERLER>KÜLTÜR-SANAT
11 Mart 2011 Cuma - 09:49

Aileyi ters yüz edememek

YILIN en çok konuşulan filmlerinden The Kids Are Allright, Türkiyeli dağıtımcıların yaratıcılığına bir kez daha hayranlık uyandıran bir isimle gösterimde: İki Kadın Bir Erkek.

Aileyi ters yüz edememek

1998 yılında yönettiği ve iki kadının aşk hikayesini anlattığı ilk filmi High Art’la takip isteği uyandıran, Laurel Canyon (2002) ve Cavedweller (2004) filmleriyle ortalama işler üretip bu isteği azaltan Lisa Cholodenko İki Kadın Bir Erkek’le nihayet beklediği ilgiyi yakalamış görünüyor.

Berlin’de eşcinsel temalı filmlere verilen Teddy Ödülü’nü aldıktan sonra yalnızca festivallerde boy göstermesi beklenen film, Hollywood’u yavaş yavaş tırmanıp kendini bir anda Altın Küre’lerde komedi dalında en iyi film ve kadın oyuncu ödüllerini toplarken buluverdi.
Dört dalda Oscar adaylığı da cabası...

Hollywood  bağrına bastı

Ana karakterlerin lezbiyen olduğu, bir eşcinsel aile hikayesini anlatan ve görece küçük bütçeli bir filmin bunca yolu gitmesi, tutuculuğu ve homofobisiyle meşhur Hollywood’da bu denli ilgi görmesi yakından bakınca o kadar da şaşırtıcı değil aslında.
Film her ne kadar eşcinsel bir aileyi odağa almış olsa da aile kurumunu ne eleştiriyor ne de ters yüz ediyor.
Bunları yapıyormuş gibi görünüyor sadece.
Bu da eşcinselleri belli kalıplara sokmaya çalışan Hollywood’un işine geliyor elbette.
Karşılarında Brokeback Dağı kadar aşkı cinsiyetler ötesine taşıyan ya da Milk kadar eşcinsel hakları için bağıran bir film yok sonuçta.
Değişen dünya düzenine ayak uydurmakta pek başarılı Hollywood İki Kadın Bir Erkek’i homofobisiyle yüzleşmesinde kanıt olarak bağrına basıyor tabii ki.

İdeal baba, ideal koca

Film lezbiyen bir aileye sahip iki çocuğun donör babalarını aramalarının hikayesiyle başlıyor.
Çocuklar için, her şeyin “normal” seyrinde gittiği, Jules’un (Julianne Moore) anne, Nic’in (Anette Bening) ise baba rolünü oynadığı bu ailede çocukları en çok meşgul eden, babalarının kim olduğu sorusu oluyor.
Çok geçmeden de donör babayla tanışıyoruz. 
Paul (Mark Ruffalo) organik sebzeler yetiştiren bir çiftliğin sahibi olan, kadınlarla flört etmeye doyamayan, biraz serseri biraz seksi biraz da havai bir adam olarak çıkıyor karşımıza.
Çocuklar için Nic’in tamamlayamadığı her şeye sahip bir baba modeline dönüşen Paul, bir süre sonra Jules için de yine aynı eksikleri doyuran ideal koca oluveriyor.

Politik yanlışlarla dolu

Film başta eşcinsel aile kurumunu normalleştirip “eşcinsel ailelerin çocukları sorunlu ve eşcinsel olur” yargısını yıkarken lezbiyenlere yönelik “erkek bulamayan, penis yoksunu kadınlar” yargısını da doğruluyor ne yazık ki.
Bunu da ikiyüzlülükle yapıyor. 
En son bunun bir başka bayağı örneğini –yaratıcı bir isim daha!- Damadı Öpebilirsin’de (I Now Pronounce You Chuck & Larry, 2007) görmüştük. 
Adam Sandler ve Kevin James’in evli çiftlere verilen para yardımından yararlanmak için gey çift rolünü oynamalarını anlatan bu film politik olarak İki Kadın Bir Erkek kadar yanlışlarla doluydu.

Kaş yapayım derken...

Lisa Cholodenko kaş yapayım derken göz çıkaran bir film çekmiş bu kez. (Bu ayki Altyazı dergisinde yayımlanan Gözde Onaran imzalı yazı tam da bunu anlatıyor.)
Yaygın sinemada eşcinsel görünürlüğünü, özellikle lezbiyenlerin görünürlüğünü sağlıyor görünse de eşcinsellerin politik mücadelesine bir o kadar zarar veriyor.
Bu zararın lezbiyen kimliğini saklamayan bir kadın yönetmenin kalemi ve kamerasından yapılıyor olmasını nereye saklayacağımızı ise bilemiyoruz!

 
Cankurtaran beyaza esir
 
Okulda kapıları kırdılar!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Fotoğraf karelerinde Atatürk ve kadın
Kadın ve Gençlik Platformu Derneği, Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir ...
Genco Erkal’ın Nazım serüveni
Genco Erkal’ın 35 yıllık Nazım Hikmet serüvenini sergilediği tek kişilik ...
Ankaralı Hayvanlar Alemi'ne ilgi büyük
Dört kişilik Ankaralı bir grup. Üyeler Budapeşte, Stokholm, Connecticut ve Ankara’ya dağılmış.
 
Artık George rollerini oynamak istemiyor
“Nefes” filminde canlandırdığı Mete Yüzbaşı karakteriyle büyük beğeni ...
Ankara seyircisi tesadüfleri sevdi
Yönetmenliğini Ömer Faruk Sorak’ın yaptığı, başrollerinde Mehmet Günsür ...
1243 Kayseri okurlarıyla buluştu
Gazeteci Yazar Uğur Becerikli’nin “1243 Kayseri” adlı tarihi romanı kitapseverlerle buluştu.
 
Polisiye gerilim sahnede
ANKARA Devlet Tiyatrosu, bir kasabada işlenen çocuk cinayetleri nedeniyle ...
Objektife İlk Nefes
Doğum, varoluşun en gizemli gerçeği ve bir kadının, bedeni ile yarattığı ...
IC Sanat Galerisi’nde ‘Dünyadan İzlenimler’
İbrahim Çeçen Vakfı tarafından kurulan IC Sanat Galerisi’nin “Dünyadan ...
 
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Bahçeli ayıp etti
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Hrant Dink Cinayeti ve Hukukun Üstünlüğü: Siyasi Manipülasyon ve Toplumsal Bölünme
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
İşsizlik ve Enflasyon Arasında İnce Bir Denge
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
Siyasette İddialar ve Siyasi Oyunlar: Gerçekler ve Algılar
Münir SAATCİ
Münir SAATCİ
Milletvekilleri Belediye Başkanlığına Aday Olmamalı
Vedat Bilgin
Vedat Bilgin
Veda zamanı
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri