Türkiye’nin yeniden yapılanma ve kurumsallaşma sürecinde önemli rapor ve teklifler hazırlayan Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği, bu kez yerel yönetimlerin mali disiplini, yetki-sorumluluk dengesi ve hesap verebilirlik ilkeleri çerçevesinde ele alındığı kapsamlı bir çalışmayı kamuoyuyla paylaştı.
BELEDİYELERDE SINIRSIZ YETKİ, SINIRLI DENETİM
Birliğin raporuna göre, seçimle gelen belediye başkanlarının neredeyse sınırsız harcama yetkisine sahip olması; buna karşılık denetim mekanizmalarının zayıf kalması, kamu kaynaklarının savurganca kullanılmasına yol açıyor. Yasal yükümlülüklerden kaçmak isteyen bazı belediye başkanlarının imza yetkisini memurlara bırakması ise hukuki sorumluluğu sulandıran bir pratiğe dönüşmüş durumda.
KAMU KAYNAKLARI PLANSIZ ETKİNLİKLERE HARCANIYOR
Tanıtım bütçelerinin adil dağıtılmadığı ve bu bütçelerin kimi medya organlarını etkilediği tespiti dikkat çekerken; bazı gazetecilik kuruluşlarının bu nedenle tarafsızlığını yitirdiği, halkın güvenini sarsan yayın politikalarının doğduğu ifade edildi. Ayrıca büyükşehir yasasının köy statüsünden çıkan mahallelerde hizmet-karar uyumsuzluğu doğurduğu ve bu nedenle temsil adaletinin de zedelendiği kaydedildi.
KÖKLÜ REFORM ÖNERİLERİ SUNULDU
Birliğin çözüm önerileri ise dikkat çekici:
• Belediye harcamalarının yalnızca projeye dayalı olması, personel dışı tüm giderlerin ihtiyaç analizine bağlı şekilde yapılması gerektiği vurgulanıyor.
• Belediye başkanlarının imzası olmasa da kamu kaynağını ilgilendiren her işlemde sorumluluk taşıması gerektiği belirtiliyor.
• Tanıtım bütçelerinin yasal sınırlarla belirlenmesi ve şeffaf şekilde raporlanması talep ediliyor.
• Büyükşehir yasasında köy-mahalle sakinlerinin yalnızca büyükşehir için oy kullanması, ilçe belediyelerinin yalnızca merkez mahallelerde seçilmesi öneriliyor.
“BELEDİYECİLİK İSRAF DEĞİL, İHTİYAÇ ESASLI YÖNETİM OLMALI”
Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği’nin açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Yerel yönetimler, devletin halka en yakın yüzüdür. Bu yapı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle donatıldığında milletin gönlünde karşılık bulur. Belediyecilik, israf değil ihtiyaç esaslı yönetim olmalıdır. Hayatı kolaylaştıran, kaynağı doğru kullanan, sorumluluğu üstlenen ve vatandaşla bağ kuran bir yerel yönetim anlayışı, Türkiye’nin geleceğini güçlendirecek temel adımlardan biridir.”
İşte teklifin tamamı:
Türk parlementer gazeteci ve yazarlar Birliği’nin Türkiye’nin sorunlarına dönük yaptığı çalışmalar ve geliştirdiği projeler kapsamında aşağıda yerel yönetimlerle ilgili düştüğü notlar var buna ilişkin bir haber metni hazırlamanı istiyorum en sonunda da şunu söyleyelim işte teklifin tamamı
TÜRK PARLAMENTER GAZETECİ VE YAZARLAR BİRLİĞİ
TÜRKİYE’DE KURUMSALLAŞMA VE YENİDEN YAPILANMA RAPORU
BÖLÜM 4: YEREL YÖNETİMLERDE MALİ DİSİPLİN, YETKİ SORUMLULUK DENGESİ VE HESAP VEREBİLİRLİK
?
1. GİRİŞ
Yerel yönetimler, doğrudan vatandaşla temas eden, hizmet sunumunda en ön sırada yer alan kurumlardır. Hayatın gündelik akışına doğrudan etki eden bu yapılar, aynı zamanda kamu kaynaklarının büyük bölümünü kullanan, siyasi sorumluluğu bulunan idari yapılardır.
Ancak bu geniş yetki alanı, etkin denetim mekanizmaları ile desteklenmediğinde ciddi zaaflara, kaynak israfına ve yönetsel zaaflara neden olabilmektedir. Bu sebeple, yerel yönetimlerin kurumsallaşması, mali disiplin altına alınması, yetki-sorumluluk dengesinin kurulması ve şeffaflık esaslı bir yapıya kavuşturulması hayati önemdedir.
?
2. DURUM ANALİZİ
Türkiye’de yerel yönetimler, hukuki yetkileri açısından güçlü görünmekle birlikte, uygulamada bu yetkiler çoğu zaman mali disiplinden uzak biçimde kullanılmakta; hesap verebilirlik zayıf kalmaktadır.
Seçimle gelen belediye başkanları, seçim sonrası adeta sınırsız bir harcama yetkisine kavuşmakta, kamu kaynaklarını keyfî kullanabilmektedir. İhtiyaç dışı harcamalar, projeye dayanmayan etkinlikler ve yüksek tanıtım bütçeleri kamu kaynaklarının savurganca kullanılmasına neden olmaktadır.
Ayrıca belediye başkanları bazı hukuki sorumluluklardan kaçınmak amacıyla birçok işlemi bizzat imzalamayıp memurlar veya vekiller üzerinden yürütmektedir. Bu da sorumluluğun devredildiği algısını doğurmakta, hesap verilebilirliği zedelemektedir.
?
3. TESPİTLER
3.1. Harcama yetkisi sınırsız, denetim mekanizmaları zayıf
• Meclis kararıyla alınan borçlanmalar, şirketler üzerinden yapılan harcamalar ve keyfî projeler, belediyeleri büyük borç yükü altına sokmaktadır.
• Kamu kaynakları etkinlik adı altında plansız şekilde harcanabilmekte, mali denetim yeterli düzeyde işletilememektedir.
3.2. Belediye başkanlarının hukuki sorumluluktan kaçınma pratiği
• Bazı belediye başkanları, hukuki risk taşıyan kararların altına doğrudan imza atmaktan imtina ederek yetkiyi memurlara veya yardımcılarına bırakmaktadır.
• Böylece doğabilecek zararların sorumluluğu kamu görevlilerine yıkılmakta, siyasi sorumluluk muğlaklaşmaktadır.
3.3. Tanıtım bütçeleri adil ve sınırlı değil
• Yerel yönetimler yüksek tanıtım bütçeleri ayırmakta, bu bütçelerin dağıtımında şeffaflık ve adalet ilkesine yeterince riayet edilmemektedir.
• Tanıtım desteği alan bazı medya organları taraflı yayın yaparken, alamayanlar tepki göstermekte; bu durum hem gazeteciliğin hem de belediyelerin itibarını zedelemektedir.
3.4. Büyükşehir yasasında temsil ve hizmet dengesi sorunlu
• Köy statüsünden mahalleye dönüştürülen yerleşim yerleri hem büyükşehir hem ilçe belediyesine oy kullanmakta ancak çoğu hizmeti büyükşehirden almaktadır.
• Bu durum hem hizmette karışıklığa yol açmakta hem de seçim temsilinde adaletsiz sonuçlar doğurmaktadır.
?
4. ÇÖZÜM TEKLİFLERİ
4.1. Belediye harcamaları projeye dayalı hale getirilmeli
• Personel ve rutin giderler dışındaki tüm harcamalar, projeye bağlı, ihtiyaç analizine dayalı ve denetlenebilir bir sistemle yapılmalıdır.
• Projeye onay verilmeden kaynak aktarımı yapılmamalı, gerekiyorsa ödemeler doğrudan uygulayıcı firmalara aktarılmalıdır.
4.2. Belediye başkanları hukuken sorumlu tutulmalı
• Belediye başkanlarının imzası olsun veya olmasın, kamu kaynağını ilgilendiren her işlemde hukuki sorumluluğu devam etmelidir.
• Bu sorumluluk, zamanaşımına tabi olmaksızın düzenlenmeli; özellikle imar uygulamaları gibi alanlarda açık sorumluluk getirilmelidir.
4.3. Tanıtım bütçeleri sınırlanmalı ve şeffaflaştırılmalı
• Yerel yönetimlerin tanıtım ve reklam harcamaları yasal sınırlarla belirlenmeli, harcamalar her yıl kamuya açık şekilde raporlanmalıdır.
• Bu bütçelerin keyfî dağıtımı engellenmeli; medya kuruluşları arasında adil rekabeti zedeleyecek uygulamalara son verilmelidir.
4.4. Büyükşehir yasasında temsil ve hizmet eşleştirilmeli
• İlçelere bağlı köy ve mahalleler sadece büyükşehir belediye başkanlığı için oy kullanmalı, bu yerleşim yerlerine hizmet yalnızca büyükşehir tarafından götürülmelidir.
• İlçe belediye başkanlığı seçimi sadece merkez mahallelerde yapılmalı; böylece hem temsil hem hizmet alanları netleştirilmelidir.
?
5. VE DİYORUZ Kİ:
Yerel yönetimler, devletin halka en yakın yüzüdür. Bu yapı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleriyle donatıldığında milletin gönlünde karşılık bulur.
Biz Türk Parlamenter Gazeteci ve Yazarlar Birliği olarak diyoruz ki:
Belediyecilik, israf değil ihtiyaç esaslı yönetim olmalıdır. Hayatı kolaylaştıran, kaynağı doğru kullanan, sorumluluğu üstlenen ve vatandaşla bağ kuran bir yerel yönetim anlayışı, Türkiye’nin geleceğini güçlendirecek temel adımlardan biridir.