Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Spor Yerel Haberler
Dışişleri Bakanı Fidan: İran halkının başı sağ olsun
Dışişleri Bakanı Fidan: İran halkının başı sağ olsun
Meteoroloji’den toz taşınımı uyarısı
Meteoroloji’den toz taşınımı uyarısı
KOOP-DES 2024 yılı ilk destekleri açıklandı
KOOP-DES 2024 yılı ilk destekleri açıklandı
Kalkan-22 operasyonlarında 40 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Kalkan-22 operasyonlarında 40 göçmen kaçakçılığı organizatörü yakalandı
Siyasilerden 19 Mayıs mesajı
Siyasilerden 19 Mayıs mesajı

Ardan Zentürk

Orduda tasfiye bir Amerikan geleneğidir…
14 Mayıs 2020 Perşembe

“NATO Başkomutanı Norstad acele Ankara’ya davet edilmiş, kendisine orduda yapılmak istenen operasyon açıklanmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ne daha dinamik bir nitelik kazandıracak bu gençleştirme ameliyesi için desteği istenmişti. Norstad tasarıyı uygun karşılamış ve gereken mali yardımın sağlanmasında yardımcı olacağını vaat etmişti-nitekim, Amerika bu iş için 12 milyon Dolar’lık bir yardımda bulunmuştur…” (27 Mayıs darbe yönetiminin Adalet Bakanı Amil Artus’un sözleri)(1)

Tam, 70 yıl önce bugün, 14.Mayıs.1950’de milli iradenin tercihiyle iktidara gelen Demokrat Parti’yi 27 Mayıs 1960’ta sonlandıran askeri yönetimin TSK içinde gerçekleştirdiği “Amerikancı tasfiye”, aslında “darbeler tarihinin” de başlangıcıydı.

Tasfiye, Milli Birlik Komitesi’nin 2 Ağustos 1960’ta yayınladığı 42 sayılı yasa ile gerçekleşti. Gerekçesi, TSK bünyesindeki kadro fazlalığını düzenlemek, perde arkasındaki ana hedefi ise NATO’ya girildikten sonra Amerikan eğitimi almış genç subayların önünü açmaktı.

Prof. Çetin Yetkin, Türkiye’de Askeri Darbeler ve Amerika başlıklı kitabında bu tasfiyenin esas olarak “Alman askeri ekolünden gelen eski kuşağın tasfiyesi ve Amerikan yanlısı kuşağın iş başına getirilmesi” olarak değerlendirir, ki, doğrudur.

Ağustos 1960’ta emekli edilen 7 bin subaya yüksek maaş, ek ödemeler ve faizsiz konut kredisi sözleri verilmiş, maliyede böyle bir para olmaması nedeniyle Amil Artus’un da belirttiği gibi para Washington’dan sağlanmıştır!..

TSK’nın Amerika’nın uzun vadeli stratejisi doğrultusunda yeniden yapılandırılmasını sağlayan bu süreçte öne çıkan isimler, zaten her şeyi ortaya koyar…

· İKİ DARBENİN KADROSUNU BELİRLEMEK…

Ağustos 1960’ta hiyerarşide önleri açılan subayların kimlikleri ilginçtir: Memduh Tağmaç, Celal Eyiceoğlu, Faruk Gürler, Semih Sancar, Faik Türün, Eşref Akıncı, Cahit Akyol, Sadi Koçaş, Orhan Süerdem, Sabri Yirmibeşoğlu, Naci Gür, İlhan Şener, Hanifi Öncül..

Bu isimleri, 12 Mart 1970 darbesindeki kadro olarak tanıdık…

Ağustos 1961’teki terfiler de önemlidir: Haydar Saltık, Muhsin Batur, Tevfik Türüng, Nevzat Bölgiray, Ali Elverdi, Necip Torumtay, Nejat Tümer, Adnan Doğu, Ferruh Şenerdem, Süleyman Takkeci…

Ağırlıklı olarak 12 Eylül 1980 darbesinin kadrosu…

Anladığımız kadarıyla Amerika, 12 milyon Dolar gibi mütevazi bir bütçeyle, iki büyük darbenin kadrosunu oluşturmayı başarmıştır…

· RAND RAPORU-MİLLİ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ…

Şubat 2020’de yayınlanan RAND Raporu’nda yer alan şu cümleler önemlidir:

“Savunma Bakanlığı, Türkiye ile uzun vadeli profesyonel askeri öğretim projelerini yeniden canlandırmalıdır. (…) ABD Milli Savunma Üniversitesi, yeni kurulan Türk Milli Savunma Üniversitesi’ne müfredat geliştirme, liderlik ve asker/sivil uzman değişim programları şeklinde destek vermelidir.”

Rapor, ABD’nin Türkiye’de “yeni vesayeti yapılandırmada” 1960’taki duruşunu koruduğunu gösteriyor. Alarm sinyalidir.

1. Milli Savunma Üniversitesi’nin müfredat ve kadrolarının milli vasfı, hayatidir. TBMM’nin, üstelik köklü okullarının hizmette olduğu dönemde, 15 Temmuz 2016’da kanlı kalkışma gerçekleştirmiş bir “emperyalist işbirlikçisi kadrolaşma” yaşamış TSK’nın “şeffaf denetimi” konusunda “demokratik kontrol mekanizmasını” devreye sokması gerekir.

2. Yüksek Askeri Şura kararlarının “kol kırılır yen içinde” mantığıyla karşılanması mümkün değildir, aksine, demokrasi açısından ciddi risk oluştur. 1980’den 2016’ya, “ordu geleneğidir, karışılmaz” lafıyla gerçekleştirilmiş tayin, terfi ve tasfiyelerin, bizi sonunda nereye taşıdığını gördük. 15 Temmuz sonrasında alınmış kararların bizi nereye taşıyabileceğini de bilmek durumundayız.

27 Mayıs 1960-15 Temmuz 2016

Kimse, bizden rehavete kapılmamızı beklemesin.

(1) İhtilalin İçyüzü, Abdi İpekçi-Ömer Sami Coşar, ilk baskı 1965.

Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
ANKARA GAZETESİ
YAZARLAR
Durak Avcıoğlu
Durak Avcıoğlu
Kandemir üzerinden Genel Merkezi Savunan isim!
İlker Tosun
İlker Tosun
Bahçeli Grupta neye dikkat çekti
Oylum DEMİRAY
Oylum DEMİRAY
Siyasette Yapay İsimler
Dilek YILMAZ
Dilek YILMAZ
MİT hainlere darbe vurmaya devam ediyor
Erkan Zorlu
Erkan Zorlu
Sığır beyni taşıyan bir zavallının düşündürdükleri
ANKARA
TWITTER'DA ANKARA GAZETESİ
FACEBOOK'TA ANKARA GAZETESİ
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Teknoloji Kim Kimdir? Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya
KünyeHakkımızda KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri