Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, CNN Türk canlı yayınında gündeme dair soruları yanıtladı ve ekonomi politikalarına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Türkiye’de emeğin milli gelirden aldığı payın tarihinin en yüksek seviyesine ulaştığını belirterek, “2002’de yüzde 24,8 olan oran, 2025’in ilk yarısında yüzde 35,9’a yükseldi. Şu anda emeğin payı tarihin en yüksek noktasında.” dedi.
“Enflasyonu düşürürken büyümeyi ve istihdamı da koruyoruz”
Yılmaz, son dönemde uygulanan tüm ekonomi politikalarının merkezinde enflasyonu düşürme hedefinin bulunduğunu söyledi. Bununla birlikte büyüme, istihdam ve sosyal dengelerin de gözetildiğini vurguladı.
2023’te yüzde 65 olan enflasyonun 2024’te yüzde 44’e gerilediğini, yıl sonunda ise yaklaşık yüzde 30 civarında gerçekleşmesini beklediklerini açıkladı.
“Programımız çerçevesinde kararlı adımlarla ilerliyoruz. 2026’da enflasyonu yüzde 20’nin altına, 2027’de ise tek haneli seviyelere indirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
“Deprem harcamalarına rağmen mali disiplin korundu”
Yılmaz, son üç yılda 90 milyar dolarlık deprem harcaması yapılmasına karşın mali disiplinden ödün verilmediğini ifade etti.
Bu yıl bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3,6 civarında olacağını, deprem etkisi hariç tutulduğunda bu oranın yüzde 3’ün altına indiğini söyledi.
Artan faiz giderleri ve personel maaş artışlarına rağmen harcamaların beklenenin altında kaldığını, gelir tarafında yaşanan sıkıntıların ise alınan önlemlerle dengelendiğini dile getirdi.
“Enflasyon genel olarak düşüş trendinde”
Gıda fiyatlarındaki artışa değinen Yılmaz, “Bu yıl hem kuraklık hem don yaşandı. Buna bir de fırsatçılık eklendi. Maliyetleri etkilenmeyen bazıları bile fiyat artırdı. Ancak genel olarak enflasyon düşmeye devam edecek.” ifadelerini kullandı.
Vatandaşın, özellikle hizmet sektöründe, önümüzdeki dönemde fiyatlardaki yavaşlamayı daha net hissedeceğini belirtti.
“Türkiye, dünya ortalamasının iki katı büyüdü”
Yılmaz, küresel ekonomik zorluklara rağmen Türkiye’nin güçlü bir büyüme performansı sergilediğini söyledi:
“Pandemi sonrasında dünya ekonomisi yüzde 15 büyürken Türkiye yüzde 30 büyüdü. Yani dünyanın iki katı kadar büyüdük. Bu başarı, Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle sanayinin ve üretimin korunması sayesinde oldu.”
Dünyada artan jeopolitik gerilimlere ve ticari belirsizliklere rağmen Türkiye’nin siyasi istikrarı sayesinde öne çıktığını belirten Yılmaz, “Bu ortamda Türkiye öngörülebilir politikalarıyla pozitif ayrışıyor.” dedi.
“Emeğin milli gelirden aldığı pay rekor seviyede”
Yılmaz, emeğin milli gelirdeki payına ilişkin verileri şu şekilde paylaştı:
“2002’de yüzde 24,8 olan oran 2016’da yüzde 30’a çıktı. 2022’de pandemi etkisiyle yüzde 23,4’e geriledi, 2024’te yüzde 32,9 oldu. 2025’in ilk yarısında ise yüzde 35,9’a yükselerek tarihi zirveye ulaştı. Bu durum gelir dağılımında da göreli bir iyileşmeyi gösteriyor.”
“Kalıcı refahın yolu enflasyonun kalıcı düşüşünden geçiyor”
Yılmaz, enflasyonun kalıcı biçimde düşürülmeden refah artışının mümkün olmayacağını belirterek, “Enflasyon düştüğünde gelir artışları gerçek anlamda hissedilir hale geliyor. Bizim temel hedefimiz, kalıcı refahı sağlayacak fiyat istikrarını tesis etmek.” dedi.
Reel ekonomide güçlü bir tablo olduğunu vurgulayan Yılmaz, “Geçen yıl yüzde 3,3 büyüdük, bu yıl da aynı oran bekleniyor. 22 yılda Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüdü ve 238 milyar dolarlık bir ekonomiden 1,5 trilyon doların üzerindeki bir yapıya ulaştı.” ifadelerini kullandı.
“Türkiye yüksek gelirli ülkeler sınıfına geçiyor”
Yılmaz, Dünya Bankası sınıflandırmasına göre Türkiye’nin 2025 itibarıyla ilk kez yüksek gelirli ülkeler grubuna dahil olacağını duyurdu. “22 yılda alt orta gelirden üst orta gelire geçtik ve şimdi yüksek gelir eşiğini aşıyoruz.” diye konuştu.
“Kadın ve genç istihdamına özel destekler sürecek”
İstihdamın hem ekonomik hem sosyal açıdan önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, kadınların iş gücüne katılımının son 20 yılda ciddi şekilde arttığını belirtti.
“Kadınların eğitimi ve girişimciliği desteklendi, ancak hâlâ gidecek yolumuz var.” dedi.
Kadınların aile hayatı ve iş yaşamı arasında tercih yapmak zorunda kalmaması gerektiğini söyleyen Yılmaz, esnek çalışma modelleri üzerinde çalıştıklarını ve kreş-bakım hizmetlerine öncelik verildiğini açıkladı.
Genç istihdamında ise Avrupa’daki örneklerde olduğu gibi kısmi ve esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılmasının hedeflendiğini belirtti.
“2026 tarım bütçesi 888 milyar lira”
Tarımın stratejik bir alan olduğunu vurgulayan Yılmaz, 2026 yılı için tarıma 888 milyar lira kaynak ayrıldığını söyledi.
“Bunun önemli bir bölümü doğrudan destek ve sulama yatırımlarına ayrılacak. Sadece sulama için 190 milyar lira bütçe planlandı. Sulama, verimliliği üç kat artırıyor.” dedi.
Ziraat Bankası ve diğer kurumlar aracılığıyla sübvansiyonlu kredilerin devam ettiğini belirten Yılmaz, çiftçinin faizinin yüzde 70’inin devlet tarafından karşılandığını ifade etti.
Gıda fiyatlarının istikrara kavuşturulması için Gıda Komitesi’nin düzenli olarak toplandığını hatırlattı:
“Tarladan markete kadar oluşan kayıpların azaltılması için soğuk zincir sistemini güçlendiriyoruz. Bazı ürünlerde yüzde 30-40’a varan lojistik kayıpları azaltmak fiyatlara doğrudan yansıyacak.”
Yılmaz, 888 milyar liralık tarım kaynağının gerektiğinde ek düzenlemelerle artırılabileceğini sözlerine ekledi.